ÖZ
Amaç
Bu çalışmanın amacı, bir vakıf üniversitesinde öğrenim gören ve bağımlılık yapıcı madde kullanan bir grup hemşirelik bölümü öğrencilerine uygulanan Akran Bağımlılık Programının, öğrencilerin madde tüketim oranları üzerinde etkisini belirlemektir.
Yöntem
Çalışma tek grup, ön-test, son-test, yarı deneysel çalışma deseninde yapıldı. Veriler İstanbul’daki bir vakıf üniversitesinde, 2023-2024 eğitim ve öğretim yılı bahar yarıyılında araştırmacılar tarafından literatür doğrultusunda hazırlanan Bilgi Formu ile toplandı. Bir afiş hazırlanarak öğrencilere program ve araştırma duyuruldu. Çalışmaya katılmayı kabul eden öğrencilere, Akran Bağımlılık Programı uygulandı. Akran Bağımlılık Programı, bağımlılık ile ilgili bir seminer ve ardından broşür dağıtımı, daha sonra üniversite girişinde açılan akran standı ve akran danışmanlık gruplarından oluşmaktadır. Program araştırmacılar tarafından oluşturuldu. Çalışma, örneklemini madde kullandığını bildiren 27 hemşirelik öğrencisi oluşturdu. Verilerin analizinde ki-kare ve non-parametrik testlerinden Wilcoxon İşaretli Sıra testi kullanıldı.
Bulgular
Katılımcıların yaş ortalaması 20,96 (1,53), %63’ü kadın, %33,3’ü üçüncü sınıf öğrencisi, %70,4’ü ekonomik durumunu orta algılamaktaydı. Akran Bağımlılık Programı öncesi ve sonrası hemşirelik öğrencilerinin madde tüketim oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı.
Sonuç
Gelecek çalışmalarda standardize edilmiş araçlar ve ölçümlerle yapılandırılmış akran programlarının ya da daha önce madde kullanan akranların liderliğindeki programların etkinliği incelenmelidir.
GİRİŞ
Bağımlılık; bireyin sosyal, fiziksel ve ruhsal sorunlara rağmen bir veya daha fazla maddeye ya da davranışa yönelik yoğun olarak istek duyma, maddeyi temin etmek için yoğun çaba harcama ve maddeye ulaşılamadığı zaman fiziksel ve/veya ruhsal yakınmaların ortaya çıktığı, tedavi edilebilen ve yeniden madde kullanımında tekrarlanabilen bir hastalıktır (1). Bir başka deyişle bağımlılık, kişinin kullandığı madde, alkol, nesne veya yaptığı bir davranış (eylem) üzerinde kontrolünü kaybetmesidir (2). American Psychiatry Association Ruhsal Bozuklukların Tanılaması ve İstatistiksel Sınıflaması Sisteminde [Diagnosis Statistical Mental Disorders (DSM-V)] madde bağımlılığını, madde kullanım bozuklukları olarak ifade etmiştir. DSM-V’e göre madde kullanım bozukluğu için son 12 aylık dönemde madde kullanmak için yoğun istek duyma, maddeyi temin etmek için zaman harcama, tasarlanandan daha fazla ve uzun süreli madde tüketimi, tolerans, yoksunluk, maddeyi bırakmak ya da kontrol altında tutmak için yoğun çaba harcama, önceden yapıp keyif aldığı aktiviteleri yerine getirememe, maddenin yol açtığı sorunlara rağmen madde kullanımını sürdürme, işlevselliğin etkilenmesi, riskli durumlarda da madde kullanma ve maddeye bağlı yasal sorunlar yaşama, tanı kriterlerini belirtmiştir (3).
Bağımlılık yapan maddeler, merkezi sinir sistemini uyaran ve etkileyen; algılama, duygu durum, ruhsal durum, davranış ve motor fonksiyonlarda bozukluk yapan psikoaktif maddelerdir. Bu maddeler doğal ya da sentetik, yasal ya da illegal olabilir. DSM-V’te madde kullanım bozukluğu sınıflamasında tütün, kafein, alkol, stimülanlar (amfetamin ve kokain vb.), kenevir, halüsinojenler (feniklisin, liserjik asit dietilamid vb), inhalanlar, opiyatlar, sedatifler-hipnotikler ve anksiyolitikler ve diğer kategorileri yer almaktadır (3). Madde bağımlılığının oluşmasında birçok biyopsikososyal faktör etkilidir. Çevresel faktörler ve genetik faktörlerin bağımlılık oluşumunda güçlü bir payı olduğu ifade edilmektedir. Genetik faktörler bireyin strese verdiği yanıt ve baş etme mekanizmalarını etkilemektedir. Psikososyal faktörler sıklıkla çocukluk çağı travmaları, problemli aileler ve aile ilişkileri, doğru olmayan ebeveyn tutumları, çekingenlik, içe kapanıklık, hiperaktivite ve dürtüsellik, zayıf sosyal beceriler, düşük okul başarısı, olumsuz çevre tutumları (madde kullanımının onay görmesi gibi), arkadaş ve çevre ortamı ile ailede madde kullanım öyküsü yer almaktadır (4).
Madde kullanım bozukluğu kişisel sağlığın, aile hayatının, halk güvenliğinin ve ekonominin üzerine olumsuz etki bırakan son derece yıkıcı ve sık görülen bir ruhsal bozukluktur. Madde bağımlılığı önemli bir halk sağlığı sorunudur. Bu nedenle son yıllarda bu konu ile ilgili daha fazla çalışılmaktadır (4). Madde kullanım davranışı ve yaygınlığının özellikle gençler arasında yüksek olması, birçok ülke için önemli bir endişe kaynağıdır (5). Türkiye Uyuşturucu Raporu’na göre madde kullanımı nedeniyle tedaviye başvuran bireylerin maddeye başlama yaşının %37,4’ünün 15-19, %28’inin 20-24, %1,4’ünün ise 24-29 yaşları arasında olduğu belirlenmiş ve bu oranın 2020 yılına göre arttığına dikkat çekilmiştir. Kullanılan maddelerin yaygınlığı incelendiğinde ise sırasıyla opioid, çoklu madde kullanımı, kanabinoidler, kafein, stimülanlar, kokain, inhalanlar, sedatif-hipnotikler ve halüsinojenlerin kullanımı dikkat çekicidir (6). Avrupa Uyuşturucu Raporu’nda ise özellikle son yıllarda 15-65 yaşları arasındaki bireylerin esrar kullanım oranlarının arttığı bildirilmiştir (7). Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre her gün tütün kullanan 15 yaş ve üstü bireylerin %28,3 olduğu ve bu oranın arttığı; alkol kullanımının ise %11,2 olduğunu ifade etmiştir (8).
Meslek yaşamlarında bireylerin sağlığını koruma, geliştirme, iyileştirim ve rehabilitasyon çalışmalarını yürütecek sağlık bilimleri öğrencileri arasında da madde kullanım oranları son yıllarda artmaktadır (9). Özellikle hemşirelik öğrencileri bu konuda incelenen popülasyonlardandır. Ülkemizde yapılan bir çalışmada hemşirelik öğrencilerinin %18,3’ünün sigara, %17’si alkol kullandığı belirlenmiştir (10). Tjedor-Cabrera ve Cauli’nin (9) İspanya’da yaptıkları çalışmada 185 hemşirelik öğrencisinin %50’sinin alkol aldığı, %34’ünün riskli kullanımının olduğu ve %19,5’inin tehlikeli alkol tükettikleri belirlenmiştir. Aynı çalışmada öğrencilerin %34’ünün esrar kullandığı ve esrar kullanımın kadınlar arasında daha yaygın olduğu bildirilmiştir.
Madde kullanımı ve buna bağlı sorunların önlenmesi için faaliyetlerde bulunmak, madde kullanım yaygınlığı hakkında daha geniş bilgiler edinmek ve ilgili kamu politikalarını oluşturmak oldukça önemlidir. Bağımlılık alanında gençler arasında kullanılan koruyucu müdahalelerden biri de akran danışmanlığıdır (11). Akran danışmanlığı, “kişisel, sosyal ve akademik konularda akranlarına yardım etmeleri için seçilen kişilerin, başka bir deyişle, akran danışmanların, yardım becerileri ile ilgili eğitim gördükleri ve eğitim sonrasında sundukları yardımla ilgili süpervizyon aldıkları bir süreç” olarak tanımlanmaktadır. Akran danışmanlığı hizmetiyle akran danışmanlar, danışanlara onların düşünce ve duygularını anlamalarını sağlama, yaşadıkları sorunun çözümüne yönelik seçenekleri açığa çıkarma, destekleyici bir ilişki sunma ile danışanların kendi çözümlerini bulmalarını kolaylaştırmalarına yardımcı olurlar (12, 13). Demirezen ve ark. (14) yaptıkları çalışmada, Düzce’deki lise öğrencilerine uygulanan Akran Eğitimi Programının 14-16 yaşları arasındaki lise öğrencilerinde sigara kullanımının istatistiksel olarak azalttığı saptanmıştır. Yapılan literatür incelemesinde hemşirelik öğrencilerinde akran danışmanlığının bağımlılık üzerine etkisini değerlendiren bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu özden hareketle bu çalışmada ise bağımlılık yapıcı madde kullanan bir grup hemşirelik öğrencilerinde, Akran Bağımlılık Programının madde tüketimi üzerine etkisinin belirlenmesidir.
GEREÇ VE YÖNTEM
Çalışma Deseni: Bu araştırma tek grup, ön-test, son-test, yarı deneysel çalışma deseninde planlandı.
Araştırma Hipotezleri
Araştırmanın hipotezleri aşağıdaki gibidir;
H0: Hemşirelik öğrencilerine uygulanan Akran Bağımlılık Programının, öğrencilerin madde tüketim oranları üzerine etkisi yoktur.
H1: Hemşirelik öğrencilerine uygulanan Akran Bağımlılık Programının, öğrencilerin madde tüketim oranları üzerinde etkisi vardır.
Araştırmanın Değişkenleri: Araştırmanın bağımlı değişkeni bağımlılık yapıcı madde tüketim oranı, bağımsız değişkeni ise Akran Bağımlılık Programıdır.
Araştırmanın Yeri ve Zamanı: Bu araştırma İstanbul’daki bir vakıf üniversitesinde, 2023-2024 eğitim ve öğretim yılı bahar döneminde Şubat-Haziran 2024 ayları arasında yapıldı.
Araştırmanın Evreni ve Örneklemi: Çalışmanın evrenini, belirtilen vakıf üniversitesinde 2023-2024 yılında kayıtlı tüm lisans öğrencileri oluşturdu. Çalışmanın örneklemini ise üniversitenin Türkçe hemşirelik programında kayıtlı ve çalışmaya katılmayı kabul eden, madde tükettiğini beyan eden, 18 yaş ve üzeri öğrenciler oluşturdu. Türkçe hemşirelik programında kayıtlı olmayan, 18 yaş altında olan, çalışmaya katılmayı kabul etmeyen, Akran Bağımlılık Programındaki dört aktiviteden birine katılmayan ve madde kullanmayan hemşirelik öğrencileri çalışmaya dahil edilmedi. Örneklem hesabı G*Power ile yapıldı. Demirezen ve ark.’nın(14) çalışması kaynak alınarak yapılan tek grup, ön-test, son-test 0,5 etki büyüklüğü, 0,95 güven aralığı ve 0,05 hata payı ile örneklem sayısı 47 bulundu. Ancak ulaşılan hemşirelik öğrencilerinden sadece 36’sı madde kullandığını ifade etti. Çalışmanın yürütüldüğü tarihlerde akran danışmanlığı toplantılarına katılmama ve son-testi doldurmama nedeniyle çalışma 27 öğrenci ile tamamlandı. Hedeflenen örneklemin %57,4’üne ulaşıldı. Çalışma sonunda G*Power ile güç analizi yapıldı, 0,5 etki büyüklüğü, 0,05 hata payı, 0,95 güven aralığı ile 27 katılımcı için çalışmanın gücü 0,81 bulundu.
Veri Toplama Yöntemi ve Araçları
Veri Toplama Araçları
Ön-test ve son-testte veriler araştırmacılar tarafından literatür taranarak (4, 10, 14, 15) geliştirilen Bilgi Formu kullanılarak veriler toplandı. Bu formda öğrencilerin sosyo-demografik verileri ve madde tüketimini inceleyen toplam on üç soru vardı.
Verilerin Toplanması
Çalışma için gerekli izinler sonrası araştırmanın amacını açıklayan ve örneklem grubunu çalışmaya davet eden bir afiş hazırlanarak üniversitenin asansörlerine, girişine ve kafeteryasına asıldı. Çalışmaya dahil edilme kriterlerine uyan ve çalışmaya katılmayı kabul eden öğrenciler, araştırmacılara ulaştığında ön-test uygulandı. Daha sonra Akran Bağımlılık Programı uygulandı. Akran Bağımlılık Programı iki ay sürdü, son-testler program bitiminde uygulandı.
Akran Bağımlılık Programını üçü kadın, biri erkek dört hemşirelik dördüncü sınıf öğrencisi uyguladı. Bu öğrenciler bağımlılık seçmeli dersi ve ruh sağlığı ve hastalıkları hemşireliği dersini başarıyla tamamlamışlardı. Aynı zamanda araştırmada yer alan kıdemli araştırmacı tarafından Akran Bağımlılık Programını uygulayacak öğrencilere akran danışmanlığı ve bağımlılık ile ilgili dört saatlik eğitim verildi. Eğitimde akran danışmanlığı, danışmanlık becerileri, bağımlılık, bağımlılık yapıcı maddeler, maddeye hayır deme becerileri ve stresle baş etme yöntemleri konuşuldu.
Akran Bağımlılık Programı: Program literatür taranarak (11, 14-16) araştırmacılar tarafından hazırlandı. Bu programın amacı, bağımlılık yapıcı madde tüketen hemşirelik öğrencilerinin madde kullanımı ile ilgili bilgilenmelerini sağlayarak madde tüketim miktarını azaltmaktı. Bağımlılık alanında çalışan iki ruh sağlığı ve psikiyatri hemşireliği ile iki çocuk sağlığı ve hastalıkları alanında çalışan akademisyenden ve bir uzman psikologdan uzman görüşü alındı. Programın kapsam geçerliliği 0,91 bulundu. Programda ifadeler iyileştirilerek uygulamaya başlandı. Program dört aktiviteden oluşmaktaydı. İlki seminerdi. Bu seminerde araştırmacılar tarafından bağımlılık ile ilgili kavramlar, bağımlılık yapıcı maddeler ve etkileri, maddeye hayır deme ve uzak durma ile ilgili bilgiler verildi. Seminer iki grupta gerçekleştirildi, interaktif bir şekilde okulun konferans salonunda yapıldı ve ortalama bir saat sürdü. Seminerin hemen ardından ikinci aktivite olan bağımlılık, madde tüketimi ve zararlarını içeren broşürlerinin dağıtımı gerçekleştirildi. Üçüncü aktivitede üniversitenin giriş katında bağımlılık, madde tüketimi ve zararlarının akranlarla tartışıldığı ve konunun broşürlerle desteklendiği akran standı açıldı. Akran standının kurulması için üniversite yönetiminden izin alındı ve hemşirelik öğrencilerine e-posta ile çalışma afişi ve stant ile ilgili açıklama duyuruldu. Öğrenciler davet edildi. Standı o gün hemşirelik öğrencileri dışında toplam 200 öğrenci ziyaret etti. Son aktivitede ise bağımlılık, madde kullanımı ve zararlarının, hayır deme ya da bırakmanın tartışıldığı akran danışmanlık grupları yapıldı. Akran danışmanlık grupları onar kişilikti. Bu gruplarda bağımlılık yapıcı madde tüketen öğrencilerin neden ve nasıl başladığı, azaltmak için neler yapılması gerektiği tartışıldı ve stresle baş etme yöntemleri konuşuldu. Her grup iki kez toplandı. Toplam üç adet akran bağımlılık grubu vardı.
Verilerin Analizi
Çalışmanın verileri SPSS 26,00 ile analiz edildi. Tanımlayıcı verilerin analizinde sayı, yüzde, ortalama ve standart sapma kullanıldı. Verilerin normal dağılımı Kurtosis ve Skewness değerleri ile incelendi. Sayısal verilerin normal dağılım göstermemesi ve çalışmaya 27 öğrencinin katılması nedeniyle ki-kare testi ve madde tüketim miktarlarının değerlendirilmesinde Wilcoxon İşaretli Sıra testi uygulandı. Tüm bulgular p<0,05 düzeyinde değerlendirildi.
Araştırmanın Etik Yönü
Çalışmaya başlanmadan önce Fenerbahçe Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan izin alındı (karar no.: E-88813803-204.01.07-28423, tarih: 23.11.2023). Ayrıca çalışma öncesi çalışmaya katılan hemşirelik öğrencilerinden yazılı bilgilendirilmiş onam alındı.
BULGULAR
Katılımcıların özellikleri Tablo 1’de verildi. Buna göre katılımcıların yaş ortalaması 20,96 (1,53), %63’ü kadın, %33,3’ü üçüncü sınıf öğrencisi, %70,4’ü ekonomik durumunu orta algılamaktaydı. Katılımcıların %89,9’unun en uzun yaşam yeri kent, %29,6’sının annelerinin üniversite ve %29,6’sının ilkokul mezunu, %33,3’ünün babalarının ise lise mezunu olduğu belirlendi. Katılımcıların %74,1’inin çekirdek aileye sahip olduğu ve en sık kullandıkları maddenin tütün olduğu belirlendi. Ortalama madde kullanım süresinin 34,56 (32,19) ay olduğu, ortalama günde 11,58 (11,77) adet sigara tükettikleri belirlendi.
Akran Bağımlılık Programı ön-test ve son-test karşılaştırıldığında hemşirelik öğrencilerinin madde kullanımı, kullanılan maddelerin türleri ve madde tüketim miktarları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (Tablo 2, p>0,05).
TARTIŞMA
Hemşirelik öğrencilerine uygulanan Akran Bağımlılık Programının madde kullanımı üzerine etkisinin incelendiği bu çalışmada, madde kullanan hemşirelik öğrencilerinin sırasıyla en sık sigara, alkol, esrar ve nargile kullandıkları belirlendi. Özellikle son yıllarda gençler arasında madde kullanım sıklığının artışı dikkat çekmektedir. Literatürde gençlerde akran gruplarının madde kullanımı üzerinde önemli bir rolü olduğu ifade edilmektedir. Gençler bir gruba ait olmak ya da kabul almak için bir diğer akranından etkilenebilmektedir. Bu durum madde kullanımı gibi bazı riskli davranışlara neden olabilmektedir (16). Bu nedenle bu çalışmada akran desteğinin bağımlılık üzerine etkisi incelenmek istendi. Bu çalışmada hemşirelik öğrencilerinde Akran Bağımlılık Programı öncesi ve sonrası madde tüketim miktarları arasında anlamlı fark saptanmadı.
Literatürde bu konu ile ilgili yapılan çalışmalarda farklı sonuçlar elde edilmiştir. Akran liderliğinde yapılan danışmanlık girişimlerinin 11-21 yaş arasındaki bireylerin alkol, tütün ve esrar kullanımı üzerine etkisini belirlemek amacıyla bir sistematik derleme ve meta-analiz çalışmasında, çalışmaların heterojen olduğu, akran liderliğinde yapılan danışmanlık girişimlerinin alkol ve tütün kullanımı üzerine düşük etki büyüklüğü olduğu ancak kanıt düzeyi açısından daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğu vurgulanmıştır (17). Lavilla-Gracia ve ark.’nın (18) yaptıkları çalışmada, üniversite öğrencilerinde akran liderliğindeki girişimlerin alkol tüketimi üzerinde etkisi incelenmiş, çalışma sonunda ağır içme ataklarının değişmediği ancak içme sıklığı ve kan-alkol konsantrasyonunun azaldığını belirlemişlerdir. Yazarlar akran girişimlerine ilişkin kanıtların zayıf ve yeterli olmamasına rağmen üniversite öğrencileri arasında alkol kullanımını önlemede kullanılabileceğini belirtmiştir (18).
Ülkemizde İstanbul’daki emniyet müdürlükleri, eğitim birimleri ve belediyeler tarafından yürütülen bir projede 14-18 yaşları arasındaki gençlere akran desteği ile iyi rol modeller konusunda imkanlar sunarak madde kullanımı ve bağımlılığının azaltılması ve önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Programa katılımcı olarak madde kullanmayan, arkadaşları tarafından popüler olarak değerlendirilen ve liderlik özelliklerine sahip gençler seçilmiştir. Madde türleri, madde kullanımının zararları, akran ilişkilerinin ve sosyal çevreleri üzerindeki önemi ve rolleri hakkında eğitilen bu gençler, öğrendikleri bilgileri akranlarına aktararak rol model olarak projenin işleyişine katkıda bulunmuşlardır. Proje sonunda elde edilen ön-test ve son-test verileri karşılaştırıldığında son-testte öğrencilerin sigara ve alkol kullanımlarında kayda değer bir düşüş gözlemlenmiştir; fakat projenin öğrenciler arasında esrar kullanımını önlemeye yönelik bir etkisi olmamıştır (11). Akkuş ve ark. (15) Bağımlılığı Önlemede Akran Eğitimi Programının lise öğrencilerinde bağımlılık ile ilgili bilgi düzeyine ve bağımlılıktan korunmada algıladıkları öz-yeterliğe etkisini değerlendirmek amacıyla yürüttükleri çalışmada akran eğitimi alan grubun bağımlılık ile ilgili bilgi ve öz yeterliliğinin arttığı ve farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir. Orsal ve Ergun (19) yaptıkları çalışmada akran eğitiminin sigarayı bırakma, sigarayı bırakma ile ilgili öz yeterlilik, karar verme ve davranış değişikliği üzerine etkisini incelemişlerdir. Randomize kontrollü yapılan bu çalışmada deney grubundaki genç bireylerin kontrol grubuna oranla sigarayı bırakma oranlarında anlamlı bir şekilde azalma saptanmıştır (19). Sıklıkla akran eğitimi, danışmanlığı ya da girişimlerin madde kullanımı üzerine azaltıcı etkileri saptanırken kanıtları güçlendirmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Bu çalışmada program öncesi ve sonrası madde tüketiminin değişmemesi, hemşirelik öğrencileri çalışmaya gönüllü katılmış olsalar da öğrencilerin madde kullanımlarının henüz problematik aşamaya gelmemiş olması; sosyal içme evresinde olmaları ya da maddenin neden olduğu sosyal, fiziksel, ruhsal ya da ekonomik sorunların farkında olmaları ile ilişkili olabilir. Öte yandan son-testin uygulandığı dönem öğrencilerin yarı yıl sonu sınavlarının olduğu döneme denk gelmiştir. Literatürde hemşirelik öğrencilerin stresli bir eğitim ve öğretiminin olduğu ve stres durumlarında madde tüketiminin arttığı bildirilmiştir (20). Bu nedenle ön-test ve son-test arasında fark saptanmamasının öğrencilerin yarı yıl sınav döneminde olması ile ilişkili olabilir. Geleceğin sağlık çalışanları olacak hemşirelik öğrencilerinin stresle baş etme yöntemlerinin geliştirilmesi ve öğretim üye/elemanlarının desteklerinin arttırılması önerilebilir (20).
Arınma ve tedavi merkezlerinde benzer şekilde Akran İyileşme Programları uygulanabilmekte, daha önce madde kullanan ancak şu an kullanmayan bireyler gönüllü ya da istihdam edilerek bu merkezlerde akran danışmanlıkları yürütmektedirler. Akran İyileşme Programlarında akranlar, umudun yeşertilmesi, olgu danışmanlığı, benzer deneyimlerin aktarılması, iyileşme hedefleri ve kaynaklara ulaşım konularında danışmanlık yapmaktadır (21). Bu merkezlerinde yapılan Akran İyileşme Programlarının incelendiği bir sistematik derlemede düşük etki büyüklüğünde anlamlı sonuçlar elde edilmiştir (22). Kuşkusuz tedavi merkezlerinde yürütülen akran iyileşme programları yapılandırılmış, uzun soluklu ve tedavi motivasyonu olan bireylere yönelik olması nedeniyle etkili olabilir. Gelecek çalışmalarda daha önce madde kullanan ancak bırakan öğrencilerin akran danışmanlığı yapmaları önerilebilir.
Araştırmanın Sınırlılıkları
Bu çalışmanın sonuçları Akran Bağımlılık Programının uygulandığı hemşirelik öğrencileri ile sınırlıdır. Hedeflenen örnekleme ulaşılamaması, çalışmanın en önemli sınırlılığı olup gelecek çalışmalarda geniş örnekleme ulaşılması önerilebilir. Ayrıca çalışmada standardize bir ölçüm aracının kullanılmaması, kontrol grubunun olmaması ve izlem yapılmaması diğer sınırlılıklar arasında yer alabilir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu çalışmada Akran Bağımlılık Programı uygulanan hemşirelik öğrencilerin ön-test ve son-test madde kullanma, kullanılan madde türü ve madde tüketim miktarları arasında anlamlı fark saptanmadı. Gençlerde madde kullanımının en önemli tetikleyicilerinden olan akran desteğinin, madde kullanım bozukluğuna yönelik koruyucu girişimlerde kullanılması oldukça önemlidir. Bu nedenle gelecek çalışmalarda standardize araçlar ve ölçümlerle yapılandırılmış akran programlarının ya da daha önce madde kullanan akranların liderliğindeki programların etkinliği incelenmelidir.